Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu'yu savaş suçlarıyla suçlarsa ne olur?

Merkezi Lahey'de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, soykırım ve saldırı gibi en ciddi uluslararası suçları soruşturmak ve kovuşturmak üzere 2002 yılında kuruldu.

REKLAM

İsrailli yetkililer, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICC) ülke liderlerine karşı tutuklama emri çıkarabileceğinden giderek daha fazla endişe duyuyor.

Ülke medyasına göre İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 205'inci gününe girerken İsrailli liderlerin bu konudaki endişeleri artıyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu, ICC'nin İsrail asker ve yetkililerine yönelik olası eylemi hakkında genel açıklamalarda bulunurken, İsrail Dışişleri Bakanlığı da bu konuyla ilgili haberlerin takip edildiğini söyledi.

Sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada

Analistlere göre Netanyahu ve Dışişleri Bakanlığı'nın bu açıklamaları, durumu gözlemlediklerini ve İsrail'e karşı olası ICC davalarından ciddi endişe duyduklarını gösteriyor.

Uluslararası suçlar üzerinde yargı yetkisine sahip, bağımsız ve daimi bir uluslararası mahkeme olan Uluslararası Ceza Mahkemesi, aynı zamanda “son çare olarak daimi mahkeme” olarak da nitelendirilmektedir.

Lahey merkezli ICC, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, soykırım ve saldırı gibi en ciddi uluslararası suçları soruşturmak ve kovuşturmak üzere 2002 yılında kuruldu.

ICC'nin temelini oluşturan “Roma Tüzüğü”, 15 Haziran – 17 Temmuz 1998 tarihleri ​​arasında İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Konferansı'nda karara bağlanan “Uluslararası Ceza Mahkemesini Kuran Tüzük” olarak bilinmektedir.

Roma Tüzüğü 1 Temmuz 2002'de 60 onayla yürürlüğe girdi. Şu anda 124 ülke Roma Tüzüğüne taraftır.

Suçların işlendiği ülkede soruşturulamaması veya yargılanamaması durumunda ICC müdahale ediyor.

Her ne kadar Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni onaylamış olsa da Mahkeme bağımsızlığıyla tanınıyor.

UCM'nin şüphelileri tutuklama ve cezaları infaz etme kapasitesinin yanı sıra polis gücü de yok.

Bu bağlamda Uluslararası Ceza Mahkemesi, yargısal yargılamaya engel teşkil eden bir konu olarak görülen Roma Statüsü üyesi devletlerin şüphelilerin tutuklanması yönünde girişimde bulunmasını bekliyor.

Kenneth Roth: Filistinlileri aç bırakma suçlamaları olabilir

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün eski genel müdürü Kenneth Roth, ICC Başsavcısı Karim Khan'ın “büyük olasılıkla hedefinin Netanyahu'nun Gazze'deki Filistinli sivilleri aç bırakma stratejisi olduğunu” söyledi.

Roth'a göre Khan, başlangıçta Netanyahu'nun yanı sıra Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Herzi Halevi'yi “Gazze'deki Filistinlileri kasten aç bırakmakla” suçlayacak.

Rusya lideri Vladimir Putin ve Rus çocuk hakları komiseri'nin Ukraynalı çocukları “kaçırmakla” suçlanmasına atıfta bulunan Roth, Khan'ın İsrailli yetkilileri “Gazze'deki Filistinlileri kasten aç bırakmakla” suçlamasının şaşırtıcı olmayacağını söyledi.

Roth'a göre İsrail hükümeti Netanyahu'yu veya kabine üyelerini yargılamaya teslim etmeyecek. Ancak seyahatleri aniden kısıtlanacaktır. Amerika Birleşik Devletleri hiçbir zaman ICC'ye katılmamış olsa da, Avrupa hükümetleri ICC'nin imzacılarıdır. Bu, sanıkların tutuklanma riski olmadan Avrupa'ya ve dünyanın geri kalanına seyahat etme olanağını ortadan kaldıracağı anlamına geliyor. Bu aynı zamanda Washington ve Londra'nın İsrail ordusunu silahlandırmaya devam ederek savaş suçlarına katkıda bulunmadıklarını iddia etmelerini de zorlaştıracaktır.

REKLAM

İsrail Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üyesi değil ancak Filistin Mahkeme'nin üyesi

Adli analistlere göre İsrail ICC'ye taraf olmasa da Filistin ICC'nin üyesi.

Dolayısıyla işlenen suçlar işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştiği için mahkemelerin yetki alanına girmektedir.

2012 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistinlilerin statüsünü Birleşmiş Milletler gözlemcisinden üye olmayan gözlemci devlete yükseltti.

Bu, Filistin topraklarının Uluslararası Ceza Mahkemesi de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlara katılmasının yolunu açtı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Filistinlilerin mahkemenin yargı yetkisini kabul etmesinden bir yıl sonra, 2015 yılında “Filistin Devleti”ni üye olarak kabul etti.

REKLAM

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir