İstanbul’da yaşayan ve kuyruk sokumundaki büyük kitle nedeniyle tedavi edilemeyen 65 yaşındaki emekli öğretmen Tuncer Poşluk, SEAH’ta şifa buldu. Burada yapılan tetkiklerin ardından hastanın tamamen kurtarılması amacıyla ‘Hemikorperektomi’ yani tümörün ve tümörle çevrili organların vücuttan ayrıştırıldığı cerrahi operasyon gerçekleştirildi. Poşluk’un cesedi, tümör ve etrafındaki organlarla birlikte belden aşağısı kesildi. Yaklaşık 13 saat süren zorlu bir ameliyatın ardından 40 günlük yoğun bakım sürecinin ardından tekrar hizmete alınan Poşluk’un ortopedi bölümünde tedavisi sürüyor.
Dünya çapında sekizinci, Türkiye’de ise tek vaka olarak kaydedilen Poşluk, artık vücudunun yarısı olmadan hayatına devam edecek. Mustafa Erkan İnanmaz ve Ortopedi Anabilim Dalı Doç. Dr. Doç. Dr. Poşluk’u ölümün eşiğinden kurtardı. Dr. Fevzi Sağlam, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Altıntoprak ve Doç. Dr. Necattin Fırat, Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Doç. Dr. Hakan Saçlı, Üroloji Anabilim Dalı Doç. Dr. Hacı İbrahim Çimen, Anestezi ve Resüsitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Erdem, Doç. Dr. Onur Balaban ve Doç. Dr. Havva Kocayiğit önemli rol oynadı.
“13 saat süren ameliyatta hastanın vücudunun yüzde 45’ini çıkardık.”
Ortopedi Anabilim Dalı Doç. Dr. Doç. Dr., hastaya kuyruk sokumundan kaynaklanan kanser tanısı konulduğunu belirtti. Dr. Fevzi Sağlam, “Tabii ki bu kanser sadece kuyruk sokumunda değil; Artık hastanın leğen kemiğini, mesanesini, tüm kalça kaslarını ve bağırsağın bir kısmını etkilemiştir. Ayağı besleyen önemli arterleri tamamen kapsıyordu. Ancak bu talihsiz duruma rağmen hasta şanslıydı çünkü kanser sadece bu bölgeyle sınırlıydı ve başka organlara yayılmamıştı ki bu da tedaviyi planlarken bizim için çok önemli. Hasta, aslında birçok büyük merkezde ve birçok büyük ilde hem özel hem de devlet hastanelerine başvurdu ancak kitlenin büyüklüğü ve kapsadığı organlar nedeniyle herhangi bir cerrahi tedavinin yapılmasının mümkün olmadığı tanısı konuldu. Hasta bize geldikten sonra gerekli tetkikleri ve görüntüleri tekrar yaptık. Hastayı Ortopedik Onkoloji Kurulumuzda yeniden değerlendirdik. Açıkçası bu hastayı nasıl iyileştirip kanserden kurtarabiliriz diye çok düşündük.
Biz de hastaya “Hemikorperektomi” adını verdiğimiz, dünya çapında yapılan çok nadir ameliyatlardan biri olan, belden aşağısının tamamının kesildiği ve tümörün tümörlü organlarla birlikte ayrıştırıldığı ameliyatı yapmaya karar verdik. . Elbette bu zor bir ameliyattır ve aslında ameliyat sırasında hastanın hayatına mal olabilir. Bütün bunları aileyle ve hastayla defalarca tartıştık çünkü bu çok nadir görülen bir ameliyat. Ama biz dedik ki, her şey yolunda gitse bile hastamızın bu kanserden iyileşeceğini düşünüyorduk. Hasta ve ailesi uzun uzun düşündükten sonra ameliyata onay verdi. Bu bir ekip işidir ve bu ekipte; Ortopedistimiz, yüzey yenileme cerrahımız, ürologumuz, anestezi uzmanımız, ameliyathane hemşirelerimiz ve tüm ameliyathane personelimiz ile aslında bu ameliyatı denedik. Ameliyat süreci yaklaşık 13 saat sürdü. Hastamız ameliyattan önce 55 kiloydu. Belden aşağısını kestiğimizde yaklaşık 25 kiloluk bir vücut parçasını kaybetti. “Hastanın vücudu 30 kilo, dolayısıyla yüzde 45’ini çıkardık” dedi.
“HASTAMIZ BİZE GELDİĞİNDE ZATEN YÜRÜYEN BİR HASTA DEĞİLDİ”
Hastanın yürüyemediğini belirten Sağlam, şöyle konuştu: “Ameliyattan sonra yaklaşık 40 gün yoğun bakım süreci yaşandı. Hastamız bu süreci yaşadı; Mükemmel hasta takibi ve yönetimi sayesinde anesteziden çok iyi bir şekilde kurtuldu. Hastamızı ameliyat ettiğimizin üzerinden yaklaşık 45 gün geçti ve kendisini ortopedi servisimizde takip ediyoruz. Açıkçası bazı tümörlerde, seçilmiş vakalarda, tutulum yerine göre bu ameliyat, umudunu kaybetmiş veya ameliyatın yapılamayacağı söylenen hastalar için bir miktar umut olabilir. Bu büyük ameliyatla onlara biraz umut verebileceğimizi düşünüyorum. Hastamız bize geldiğinde yürüyemiyordu.
Sedyeyle geri götürüldü. Çok şiddetli acı çekiyordu. Bu ameliyat olmasa bile hasta birkaç ay hayatta kalabilir veya kalmayabilir, yani bu hastalık nedeniyle hayatını kaybedebilir. Yürüyemeyen bir hastanın, omurgadan başlayarak belden aşağısını yani belden aşağısını keserek bu kanserli dokuyu sağlıklı vücudundan ayırdık. Artık hastada kolostomi dediğimiz bağırsak kesesi ve ürostomi dediğimiz idrar kesesi var. Ancak üst ekstremitelerini ve kollarını rahatlıkla kullanabiliyor. Hastamız kendi başına hayatta kalabilecek. “Bizlere her zaman destek olan hastanemiz başhekimimize ve il sağlık müdürlüğümüze teşekkür ederiz” dedi.